ANASAYFA
ETKİNLİK YAZARLIK ATÖLYESİ ÇALIŞMASI

Seminerler Hakkında:
'Yazarlar Okullarda' Projesi hakkında Makaleyi okumak için tıklayın.
'Tarihi Roman Nedir' konulu Makaleyi okumak için tıklayınız
'Okumada Seçicilik' konulu Makaleyi okumak için tıklayınız

YAZARLIK ATÖLYESİ ÇALIŞMASI

                Anadolu’ya Ektiğimiz Sevgi Çiçekleri

               Türkiye Yazarlar Birliği ile Bartın Gençlik İl Müdürlüğü’nün organize ettiği, Lise ve dengi okul öğrencilerine yönelik ‘Yazarlık Atölyesi’ çalışması kapsamında Mart 2018 tarihinde 4 haftalık bir programımız oldu.
                Yazar olarak bize tevdi edilen görev için, ta İstanbul’dan kalkıp 6 saatlik yolu göze alıp gelmemiz Anadolu gençliğine olan sevgimizden kaynaklıydı, zira bizde bir Anadolu çoğuyuz…
                Daha önce İstanbul’daki “Yazarlar Okullarda’ projesi kapsamında birçok okula giderek öğrencilerle buluşmalarımız oldu. Ben bu tür projeleri çok önemsiyorum ülkem adına: Öğrenciler, kitabını okuduğu yazarı karşısında buluyor; Ona merak ettiği soruları yöneltip, yazarın tecrübesinden faydalanıyor. Böylece okur-yazar birebir iletişim halinde oluyorlar. Ne kadar güzel bir hemhal diye düşünüyorum.
                Bizim zamanımızda okumak için kitap bulamazken, şimdi yazarlar öğrencilerin ayağına gidiyor, her ne kadar ekonomik sebeplerle buna imtina gösteren yazarlar olsa da, istisna diyelim, biz koşa koşa gittik. Çünkü önceliğimiz belli; önce insan…
                Bartın’da gençlerin hafta sonu ve boş zamanlarını iyi değerlendirmeleri için yepyeni bir gençlik merkezi yapılmış; spor salonlarından kültür merkezlerine kadar, çok güzel sosyal tesisler.  Bizde bu merkezde, salonlardan birinde ders yaptık. Öğrenciler pırıl pırıldı, gözleri ışık saçıyordu. Dersimizin süresi 2 saatti ama biz 3 saate yakın dolu dolu bir atölye çalışması geçirdik. Ben onlara “Kültür Sanat edebiyat nedir?” den başlayıp; “Edebiyatın türleri”nden devam ederek; asıl konum olan “Roman nedir” i anlattım. Çalışmamız öğrencilerin anlayabileceği pratiklikte ve kendimizden örnekleyerek, arı duru cümlelerle, onlara lazım olan bilgileri vermeye çalıştım ki heybelerinde uzun süre saklayabilsinler diye…
                Sonraki haftalarda; “Romanın Türleri, Tarihi Roman, Kurgu, Anti Kahraman, Edebi Eserin Düşmanları, Didakdizm…” gibi, konu başlıklarıyla geçen güzel ve dolu dolu bir atölye çalışmamız oldu.  
                Her gidişimde de onlara çantalar dolusu kitap ve dergiler taşıdım, farkındalık olsun diye…

                Bu vesile ile Karabük’e uğrayarak, Mühendis oğlum Fatih’i ziyaret ettim ve Amasra, Safranbolu gibi turistik yerleri gezme imkanımız oldu… Misafiri olduğum günün Sabahları Fatih’in evinin penceresinden dışarı baktığımda büyülendim; karşı dağların şahikası; Ilgaz dağları karlı tepesi ve şehrin etrafını kaplayan yemyeşil bitki örtüsü ne kadar da insanı ferahlatıyordu... Tabi olması gerektiği gibi, bizim yaşadığımız beton ucubelerle dolu İstanbul’u düşünürsek…

                Neyse, biz dersimize dönelim. Yaklaşık bir hafta boyunca, öğrencilerin edebiyata olan ilgisi, derslerin verimli geçmesine vesile odu. Ben de onlara gücümü, emeğimi en üst seviyeden harcadım; istiyorum ki 30 öğrenci içerisinden 3-5 tane romancı çıkartayım. Gözlemlerimden farkediyorum ki taşrada oturanların zihni daha berrak, büyükşehirlerdeki gibi duygular iç içe geçmiş değil. Bu nedenle belki taşra romanını yazanlar yine taşradan çıkabilir, yeni Sabahattin Aliler, Yakup Kadriler neden olmasın... Bu potansiyeli onların gözlerinde sezinledim… Anlatıp öğrettiklerimle kalmayarak, “Ne zaman isterseniz bana ulaşabilirsiniz” deyip onlarla birde gönül bağı kuruyorum. Hatta, bunu bir adım daha ileri taşıyarak, öğrencilerin 7/24 saat interaktif kullanabilecekleri internet üzerinden tamamen ücretsiz "Özgün Yazarlık Atölyesi" web sitesi kuruyorum, kendi kişisel web sitem içerisinde. İnternette ilk Tükçe elektronik kitabı yayımlamak bize nasip olduğu gibi; yine bir ilki daha başarmış olduk yazarlık atölyesi açmakla. Ülkem ve milletim adına hayırlara vesile olsun...

               Güzel insanların sayısı tükenmedi daha, Bu emeklerimiz Anadolu’ya ektiğimiz sevgi çiçekleri, iyi insanlar yetişsin/çoğalsın diye...

               Her şeyin bir sonu olduğu gibi, bu güzel programımızda nihayete eriyor. Yazarlık Atölyesi çalışmamızı organize eden Edebiyat Öğretmeni güzel insan Mustafa Çolak Beye teşekkür mahiyetinde bir soru soruyorum ve buna aldığım cevap ise manidardı:
- Mustafa Hocam, bizden/söyleşilerimizden memnun kaldınız mı?
- Ballı Hocam, çok yazar geldi gitti buraya ama siz farklıydınız, teşekkür..
.