Kızılcık Diyarı Yalova'nın ŞENKÖY'üne Hoş Geldiniz

ŞENKÖY COĞRAFİ YAPISI

Şenköy Yalova ilimize bağlı doğallığı bozulmamış şirin bir köydür.
Kuzeyden Yalova ya 30 km, Çınarcığa 12 km, Güneyden Esenköy e 5 km , Armutluya 17  km
Doğa güzelliğiyle ve Avrupa'nın ikinci büyük ormanı sayılan  Uludağ’ın kıyısında şirin bir orman köyüdür.
Şenköy, İstanbul'a en yakın doğal güzellikleri bozulmamış köydür.
Tipik Marmara iklimin hakim sürdüğü bitki örtüsünde, muz hariç tüm meyve ve sebzelerin yetiştirildiği şirin bir köydür.

Yalova sahilinden Bursa, Esenköy  ya da Armutlu yönüne yolu düşenler Çınarcık ilçesi sahilinden geçerek, Kocadere Yalısından içeri kıvrılıp (mecburi istikamet) Kocadere Köyünden geçerek Şenköy'e ulaşırlar. Daha doğrusu Şenköyün içinden geçerler.
Şenköy Sahilinden transit yol olmadığı için hem deniz kıyısından bakirliğini korumuş, mükemmel koyları mevcuttur.
Ihlamur, Kestane ve Defne ağaçlarının en bol olduğu sık ormanın kenarında olması nedeniyle tipik bir orman köyüdür.
Turistik gezi için hem ormanında hemde deniz sahilinde kamp kurmak için mükemmel doğal güzelliklerine sahiptir.

 
ŞENKÖY TARİHİ
ŞENKÖY TARİHİ | Yalova

Şenköy'ün eski adı Kocadere-i Bâlâ'dır. Osmanlı Devletinin kuruluşundan hemen sonra Marmara Denizini geçmek için Bursa'nın ilerisine uç birlik köyü olarak kurulmuş olan Kocadere-i Bâlâ Köyü'nün; üst tarafında Kocadere-i Zir, alt tarafında ise Engere Köyleri ile çevrilidir.

Kocadere-i Bâlâ : Yukarı Kocadere = Bugünkü Şenköy
Kocadere-i Zir : Aşağı Kocadere = Bugünkü Kocadere Köyü
Engere: Mübadele ile Yunanistan'a taşınmış = Bugünkü virane koy...

Mikro çalışma sistemiyle, köyün yaşayan en yaşlılarıyla yaptığımız sözlü tarih çalışması ve köydeki tarihi yapılardan edindiğimiz bilgiler eşliğinde;
Kocadere-i Bâlâ (Şenköy), Yalova'nın batısında kurulan üç Türk köyünden biridir.
yaklaşık 450 haneli Katırlı Rum Köyü ile yaklaşık 200 haneli Ergene Rum köyünü kontrol altında tutacak uç karakol görevi yapacak mahiyette kurulmuş, daha sonraları da göç alarak yaklaşık 350 haneli bir yerleşim yeri haline dönüşmüş bir Türk köyüdür. Köyde Osmanlı döneminden kalma muntazam bir hamam, suçluları nezaret altında tutabilmek için hapishane, okulu ve günümüze kadar ulaşan camii minaresi bulunmaktadır. Bu eserler bize köyün kuruluş tarihi ile ilgili tahmini bilgiler vermektedir. Bu eserlerden günümüze ulaşan sadece minaredir.

Kocadere-i Bâlâ ismiyle anılan köy, 1950 yılında İstanbul Valisi Fahrettin Kerim GÖKAY'ın bölgeyi ziyaretleri sırasında  köy halkının güler yüzlü ve misavir perleğine hayran kalarak; "Bu köyü şen ve neşeli gördüm adı Şenköy olsun" diyerek köyün adını değiştimiş ve bugünkü adını almıştır. Şenköy Marmara'nın hatta ülkenin en nadide özelliklerine sahip bir doğal yaşam yeridir. Bu yüzden Osmanlı Devleti'nin Bursa'dan İstanbul'a taşınmasından sonra dahi ilgisini kesmemiş, Sarayın adeta eli ayağı konumunda, hep arka bahçesi olmuştur.
Şenköy (Kocadere-i Bâlâ) Meydanında, Osmanlı Sarayı'nı temsilen tahta çıkışları merasimi temsili kutlamaların yapıldığı görkemli bir Köy Konağı, amber bahçeleri ve çiftliklerin olduğu harikulade bir köydür. Dağda kurulan iki büyük kar kuyusundan Osmanlı sarayına yazları kar,  kışları ise taze meyve ve sebze taşındığı ender bir köydür...

Bursa üzerinden getirilen meyve, sebze ve odunlar, Engere'deki fener dibinden yüklenen motorlarla İstanbul Sirkeci'ye taşınarak o zamanlar İstanbul'un tüm meyve, sebze veodun ihtiyacı buradan karşılanmakatadır. Arşiv kaynaklarına göre;
Kocadere-i Bâlâ Köyü'nün hemen altında ise yaklaşık 200 haneli Rum Engere  köyü bulunmakta idi. Kocadere-i Bâlâ köylüsü bağ- bahçeleri  ve orman işleri ile uğraşır iken, Engere köylüleri ise sahilde zeytin yetiştiriciliği ve zeytin yağı ticaret işi ile uğraşan varlıklı bir köy idi. Bu bilgilerin doğruluğunu  Engere sahilindeki kazılardan çıkan buluntular ve hâlâ belirgin kalıntıları duran Kilise'den anlamaktayız. Uzun yıllar sahildeki Engere köyü ile Kocadere-i Bâlâ Köyü ve Kocarae-i Zir köylüleri yüzyıllar boyu dostça yaşarlar iken Kurtuluş Savaşı'nda çok üzüntü verici olaylar ve dahi katliamlar yaşanmıştır.
I.Dünya Savaşı'nda Osmanlı İmparatorluğu'nun kuşatılması sırasında  Yunanlıların İstanbul'dan başlayarak Marmara kıyıları ve Yalova'yı işgali sırasında, buralardaki etnik Rum köylerini kışkırtma planlarından biri de işte bu bölgede yaşanmıştır.

Yunanlıların dağıttığı silahlarla Yalova'nın tüm Rum köyleri gibi Engere köylüleri de ayaklanmıştır. 12,15 Mayıs 1921 tarihli …. Nolu  Bab-ı Ali’den onaylanmış İsmail oğlu İbrahim Ağanın ifade tutanağına göre  Kocaderede yaşanan katliam şöyle anlatılmaktadır:
24 Nisan 1921 Pazar günü Yukarı Kocadere köyüne yarım saat mesafede bulunan Engere Rum köyü muhtarı Ligori Kocadere köyüne gelerek;
“Emniyetle yaşamak istiyorsanız köyümüze gelin birde bana erzak verin. Köyünüze bir saldırı olmayacağına dair Yunan kumandanından bir belge alayım...” Diye köy halkının bir kısmını ikna eder (Engere) köyüne götürür.
Ertesi gün erkekleri köyü beklemek, üzere tekrar Kocadereye gönderir. Bu sırada biri yaklaşık yüz, diğeri ise ikiyüz Yunan askeri ile Engere köyü Rumlarından oluşan çeteler köyü basarak evlerdeki kıymete değer ne kadar eşya varsa yağma etmişler ve köy halkından gördükleri herkese saldırmaya başlamışlardır. Köy imamı kurşuna dizilirken, acımasızca ve vahşice katliamlar yapılmıştır...

27 Nisan 1921  Çarşamba günü katliamlar doruğa ulaşır. Yukarı Kocarere köylülerini topladıkları Engere sahilinde kayıklara bindirerek Dersaadet-e iltica etmeleri için gönderirken arkadan ateş ederek kayıklarda katletmişlerdir. Diğer kalan kadın ve çocukları ise Engere uçurumu diye bilinen kayalıklardan atarak parçalamışlar ve süngülemişlerdir.
Köyden toplanan Kur'an ve diğer kitaplar köy mezarlığı kenarında bulunan asırlık Kovuklu Çınarın içine doldurularak ateşe verilmiştir. (Bu Kovuklu Çınar bu gün Kültür Bakanlığı tarafından tescillenmiş hala ayakta durmaktadır.) Köyün Camiisinin kurşunlanmasının kanıtı olarak hâlâ minare ve camiideki kurşun delikleri bugün bile durmaktave tarihe şahitlik etmektedir.
"Vahşet evlerde, sokak aralarında, deniz sahilinde yapıldı. Bir grup masum insanda Kocadere'de Bekir Onbaşı'nın iki katlı ahşap evine toplandı ve ateşe verildi. kaçmak isteyenler kurşunlandı. Kocadere-i Bala'daki insanlar kendi mahallelerinde Kocadere-i Zir köyündeki insanlar da kendi mahallelerinde şehit edildi. Tarihi vesikalarda bu katliamlar sırasında toplam şehit sayısı 830 olarak geçmekte." Ayrıca, yapılan bu katliamların unutulmaması için Valilik ve kölüler duyarlılık göstererek; Şenköy'ün bitişiğindeki bugünkü Kocadere köyünde her sene 27 Nisan katliamı Anıt Şehitlikte aziz şehitlerimiz anılmaktadır.
Yine;
Bu katliamın daha detaylı anlatımını Şenköy’lü  Öğretmen Muhsin SEVENCAN’ın “Yalova ve Çevresine Belgelerle Ermeni Terörü” araştırma çalışmalarından ve Mehmet Ballı'nın Engere Tarihi Romanından bulmak mümkündür.
 


Şenköy'ümüze Yalova İl Özel İdaresi tarafından çok amaçlı köy evi yapılmıştır.

Şenköylülerin düğün-dernek, sünnet, mevlit, Kızılcık Şenlikleri gibi bir çok sosoyal amaca yönelik faaliyetleri yaz-kış bu modern köy evinde yapılmaktadır.

 

 
ŞENKÖY EKONOMİSİ

ŞENKÖY’ÜN EKONOMİK YAPISI

Şenköy'ün geçim kaynağı geçmiş yıllarda tamamen ormancılık iken, ormanın koruma altına alınması ve ağaç kesmenin yasaklanmasıyla meyve ve sebze yetiştiriciliğine yönelmiştir.

Dünyada en iyi ve doğal Kızılcıkların burada yetiştirlmektedir. Şenköy'de yetiştirildiği meşhur KIZILCIK meyvesi ile birlikte, Zeytin, Elma, Kiraz, Kestane, Ihlamur, Fasulye, Bakla, Ceviz ve son zamanlarda yine kaliteli ve bol miktarda Kivi  ... ürünleri yetiştirilir.

Şenköyle özdeşen en önemli gelir kaynağı Kızılcık meyvesıdır. Dünyanın en kaliteli ve doğal kızılcık burada yetişir. Gerek toprağın verimliliği ve gerekse hava şartlarının uygunluğu bu meyvanın doğal, en iri, kaliteli ve bol miktarda yetişmesini sağlamaktadır.
Kızılcık rekortesi yaklaşık 350 ton civarında olup Kabzımallarca alınıp İstanbul Hallerine taşınmaktadır.

Her sene Şenköy'de Ağustos ayının ilk Pazar günü Kızılcık Festivali düzenlenmektedir.

Zeytin de ise, Türkiye’nin kalorisi en yüksek zeytinleri Engere sahilinde yetiştirilmektedir.

Dağdan bol miktarda Ihlamur, ve Kestaneler çuval cuval toplanır. Elmalıklar ise son zamanlarda masrafı yüzünden kivi ile yer değiştirmiştir.

Kivi meyvesi son zamanlarda elmanın yanısıra kızılcığın yerini alarak ilk sıraya yerleşmiş durumdadır. iyi kalitede üretilen tonlarca kivi Yalova merkezde kurulan soğuk hava depolarına taşınarak oradan da ülke pazarlarına sevk edilmektedir.

 

 
ŞENKÖY TURİZMİ

 

Köyün çok eski tarihi bir mezarlığı vardır. Mermer sütun ve başlıkların bulunduğu Osmanlı Mezarlığı devasa güneşi kesen gürgen ağaçlarıyla gölgelenmiş mistik bir hava estirir.

TARİHİ KOVUKLU ÇINAR

Şenköy Mezarlığı bitişiğindeki yer alan ve yaklaşık üçbin yıllık olduğu söylene gelen resmi makamlarca da tescillenen KOVUKLU ÇINAR vardır. Bu yaşlı çınarın içi yaklaşık beş-altı metrekarelik genişlikte bir kovuk bulunmaktadır.
Kurtuluş Savaşı'nda Kocadere-İ Bâlâ katliamında çeteler tarafından köyde ne kadar kitap/Kur'an varsa bu kovuğa doldurarak hunharca yakmışlardır. Bugün bile hala çınarın gövdesinde o günlerden kalan-yanık isleri görmek mümkündür.

YAREN BABA Şenköy|Yalova

Her ne kadar Şenköy sırtlarında meftun olan Yaren Baba, 11. Y.Yılda  Anadolu’yu türkleştirmek için gelen Horasan erenlerinden biri olarak anlatılsa da, Son yapılan araştırmalara göre;
Yaren Baba (Sultan Hacı Mahmut Efendi), Altınova’dan Armutlu’ya giden fetih yolunda 1326 yılında Şenköy’ün hakim bir tepesinde şehit düştüğü söylenmekte.
Yine anlatımlara göre; Yalova bölgesinde 7 kardeş olarak zikredilmekte. Şenköy’de Yaren Baba, Kocadere’de Koca Baba, Çınarcık’ta Hasan Baba, Termalde Bineva Baba, Geyikdere’de Geyik Baba, Kavaklı Köyü’nde Kavaklı Baba, İlyasköy’de İlyas baba olmak üzere yedi kardeş olarak zikredilir. Bunların Yalova’daki manevi önderleri Termalde Bineva Babadır. Şeyh Edebali’nin dergahından yetişmiş gönül erenlerindendir.

 

 
ŞENKÖY PAZARI

ŞENKÖY DOĞAL KÖY PAZARI

Ziyaretçilerin ilgisini çeken bu kovuklu çınarın bugün bile üstten yeşeren dallarıyla tüm canlılığını koruduğu görülmektedir.
Yalova Armutlu transit yolu üzerinde kurulan doğal köy ürünlerinin satıldığı pazarı kurulur. Köylünün bahçesinde nasırlı elleriyle yetiştirdiği buram buram toprak kokan taze ürünlerini burada satılır. Yolu bu köyden geçenlerin alış-veriş yapabilecekleri otandik bir köy pazarıdır.

Armutlu-Bursa sahil yolu bu köyün önünden geçmektedir. Köyü uğrama fırsatı yakalayan yolcuların köyün doğal güzelliklerinden büyülenir, köy meydanındaki yüz yıllık çınarlar altındaki hoş sohbetten şenlenip ikram edilen tavşan kanı çayın kırk yıllık hatırıyla uğurlanırlar...

Şenköy'ün ormanında güzel bir yaylası vardır. Lakin köylünün orman işlerini bıraktıktan sonra bu yayla çevre köylerce kullanılmaktadır. Yeşil örtünün içinde şarıl şarıl akan değirmen dere şelalesi ve hemen altında kurulan en doğal Alabalık tesisleri (Yüksel Alabalık) damak çatlatan tadıyla unutulmaz bir lezzet bırakır.

Şenköy'ün hemen altında ki Engere sırtlarında bulunan Yarenbaba Türbesi ziyaret edilen önemli yerlerdendir.

Engere deniz sahili ise bakir koylarıyla göz doldurur. Köylünün iş-güç telaşaı nedeniyle pek kullanmadığı bu deniz sahili ailesiyle denize girmek isteyenler için ideal bir sahildir. Ayrıca izciler ve gruplar içinde doğal koylar mevcuttur.

 
ŞENKÖY KIZILCIK ŞENLİKLERİ

Şenköy Kızılcık Şenlikleri' her yıl Ağustos ayının ilk haftasının pazar günü saat 18 00'da, Şenköy meydanında düzenlenmektedir.

Şenköy Kızılcık Şenlikleri' 2001 yılından beri yapılmaktadır.
Kızılcık şenlikleri Şenköy Muhtarlığı, ŞENYAD Derneği, Çınarcık Kaymakamlığı, Yalova Valiliği, İl Özel İdaresi ve Yalova Tarım İl Müdürlüğü'nün ortak organizasyonu; Sivil Toplum Kuruluşları ve sponsor firmaların desteği ile çok sayıda misafir ve Şenköy halkının katılımı ile kutlanmaktadır.

Yaz meyvesi olan Kızılcık, ülkemizde en çok yetiştirildiği yer Şenköy'dür. Yapmış olduğumuz araştırmalara görede dünyada nadir yetiştirilen Kızılcığın gerek doğal şartları olarak toprak ve hava koşulları bakımından en uygun doğal ortam yeri Şenköy'dür..
600 yıllık geçmişi olan Şenköy'ün, kızılcık türleri de yıllarca önce köylüler tarafından yapılan aşılamalar sayesinde yeni bir tür olarak geliştirilmiştir.

Şenköy kızılcığı İstanbul'un kızılcık ihtiyacının yüzde yüzünü, Türkiye genelinin ise yüzde on beşini karşılamaktadır.
Bu kızılcık şenlikleri ve şenliklerin duyurulmasında senkoy.net web sitesi olarak amacımız, köyümüzün zeytinden sonra önemli bir geçim kaynağı olan olan kızılcık ürününü tanıtmak, yıllık yaklaşık 250 ton civarında yetiştirlen Şenköy Kızlıcıklarına yeni pazar imkanları bulmak ve üreticiyi desteklemektir. Aynı zamanda bu vesile ile kadim kızılcık ve ürünlerinden ülkemiz insanının yararlanmasını sağlamaktır.

Sadece kızılcık ürünü değil, fide yetiştiriciliği de köyün önemli geçim kaynakları arasındadır.

Kızılcık çok faydalı ve şifalı bir üründür; Mideye kuvvet verir, vücut direncini arttırır, bağırsak yaralarına iyi gelir, bağırsak gazını önler, ağız yaralarını giderir, mikrop öldürücüdür, iltihaplanmayı önler ve alerjileri azaltır, kanın pıhtılaşmasını sağlar, böbrek taşlarının düşürülmesine yardımcı olur. Kızılcık ağacının kabukları ishali kesmeye yardımcı olur.

Bazı uzmanlar kansere dahi iyi geldiğini ifade ederken, uyku düzensizliğini de ortadan kaldırdığını söylemektedirler. Ayrıca birçok web sayfasında kızılcıkla ilgili değişik faydalar anlatılır. Bunlardan en ilginç olanı İbni Sina'nın yara ve yanık ilacıdır: Ünlü hekim İbni Sina, yaraları yıkamak için kızılcık suyu; yarayanık merhemi yapmak için ağacın kökünü kullanırmış."

Sonuçta kızılcık meyvesi doğal üretimi en kolay yapılabilecek üründür. Bizler üretiyoruz. Elbette sağlık açısından faydalarını uzmanlar ortaya koyacaktır.

Şenköylünün bahçelerinde kendi imkanları ile yetiştirdiği bu kızılcık meyvesi, henüz ülke ihtiyacını karşılayacak düzeye ulaşamamıştır. Eğer devlet ya da özel teşebbüsler tarafından desteklenir, bir kooparatif kurulur ve kızılcık şurubu vb. ürünlerini üretecek şekilde fabrika üretimine geçilirse, ülke ekonomisine büyük katkı sağlayacaktır. Bu nedenle Kızılcık meyvesi henüz keşfedilmeyi bekleyen mucizevi bir üründür. Haber: web editörü Mehmet Ballı

 
ŞENKÖY MUHTARLIĞI
 
ŞENKÖY GÖNÜL İNSANLARI

Prof. Dr. Şuayip Karakaş

İstanbul'da çeşitli üninersitelerin Fen Edebiyat Fakultelerinde görev yapmaktadır.

Muhsin Sevencan

Yalova'da öğretmenlik mesleği yanında Araştırma ve Yazarlıkta yapmaktadır.

Turan Gökhan

Yalova Belediyesinde uzun yıllar Veteriner Hekimlik yaptıktan sonra emekliliğe ayrılıp Yalova'da açtığı işyerinde Veteriner olarak çalışmaya devam etmektedir.

Mehmet Ballı

İstanbul Büyülşehir Belediyesi'nde Yönetici olarak görevi yanında, ayrıca Araştırmacı, Tarihi Romancı olarak Edebi çalışmalarda bulunmaktadır.

Vural Akalın

Sağlık Bakanlığı Çınarcık Devlet Hastanesi'nde görev yapmakta olup ayrıca Şenköy'deki çiftçilik görevine devam etmektedir.
 
ŞENKÖY GÖRSELLERİ

 

 

   
   
wwww.habergoz.com | www.senkoy.net | www.mehmetballi.com, | www.lamgom.com